Yeni korona virüs (Covid-19) hastalığının yayılımını azaltmak açısından, mevcut ısıtma-havalandırma-klima sistemlerinde ne gibi düzenlemeler yapılabileceğine dair yorumlarda bulunurken, bir anlamda da önümüzdeki süreçte yapacağımız tasarımlarda nelere dikkat etmemiz gerektiğini belirlemiş oluyoruz. Bundan sonra hangi sistemler bu gibi salgınlara daha kolay adapte olabiliyorsa o sistemleri kuracağız. Bırakın hava ile yayılıma neden olmayı, enfeksiyon riskini ortadan kaldıran sistemleri seçeceğiz. Hava kalitesinin önemini daha çok konuşacağız. Enerji verimliliğini önceleyip, azalttığımız taze hava oranlarını tekrar gözden geçireceğiz. Bina özelliklerini yok sayarak, kolay işletiliyor diye, projecileri pas geçerek, malzeme temin eden firmalar, hatta metrekare üzerinden bayiler tarafından seçilen sistemleri bir kez daha gözden geçireceğiz. Artık bilimin ışığında, herkes kendi uzmanlık alanına dönecek. Benim sektörümle ilgili beklentim bu yönde. Herkes öz eleştirisini yapmalı ve kendi alanına, tüm baskılara direnerek, çekilmeli.
Konunun uzmanları, “bu virüsü tanımıyoruz” diyerek pek çok soruya eski bilgilere dayanarak cevap bulmaya çalışıyor. Doktorlara sorularak cevap bulunmaya çalışılan sorulardan biri de ‘virüsün havada kalıp kalmadığı, hava yolu ile bulaşma olup olmadığı’ idi. Bu sorunun cevabı biz tesisat mühendislerini de direkt olarak ilgilendiriyor.
Isıtma-havalandırma-klima sistemlerini tasarlayan uzmanlar olarak biliyoruz ki havalandırma ve hava akımı, doğru tasarlanırsa, belirli hastalıkların bulaşmasını kontrol etmek açısından etkilidir. Yani bazı durumlarda enfeksiyonlar, havalandırma-klima sistemlerinin yokluğunda bulaşır. Havalandırma sistemi ile, mahallere taze hava sağlanır, kirli hava dışarıya tahliye edilir, oda içindeki hava temizlenir. İçinde bulunduğumuz salgının yayılımın klima sistemleri üzerinden de olabileceğine dair öngörülerimiz geçmiş salgınlar ve virüsler üzerindendi ve tedbirli olmak gerektiğinin altını çiziyorduk. Uyarılarımızı destekleyecek yeni bir akademik çalışmayı paylaşmayı bu açıdan önemli buluyorum.
Çalışma, Çin’in Guangzhou şehrinde bir restoranda gerçekleşen salgın ile ilgili. (COVID-19 Outbreak Associated with Air Conditioning in Restaurant, Guangzhou, China, 2020. Jianyun Lu, Jieni Gu, Kuibiao Li, Conghui Xu, Wenzhe Su, Zhisheng Lai, Deqian Zhou, Chao Yu, Bin Xu, and Zhicong Yan).
26 Ocak ve 10 Şubat 2020 tarihleri arasında, Çin’in Guangzhou şehrinde, klimalı bir restoranda yeni korona virüs hastalığı patlak veriyor ve bu salgın 3 aileyi kapsıyor. Klima sistemi tam olarak tanımlanmasa da verilen şemalardan, iç hava ile çalışan split klima cihazı olabileceğini anlıyoruz.
Araştırmacılar, restorandaki havanın akış yönünün damlacık iletimi ile tutarlılık gösterdiğini tespit ediyor, virüsün restoranlarda yayılmasını önlemek için masalar arasındaki mesafenin artırılmasını ve havalandırma sisteminin iyileştirilmesini öneriyor. Sistemin nasıl iyileştirilebileceğine dair önerilerimi sona saklayarak çalışmanın detaylarına giriyorum.
- Bu çalışma Guangzhou Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Etik Komitesi tarafından onaylandı.
- Tarih: 26 Ocak- 10 Şubat 2020 aralığı.
- Mekan: Penceresi olmayan, 5 katlı bir binanın 3.katındaki, 145 metrekare alana sahip Restoran.
- Her kat kendisine ait klima sistemine sahip. İç hava ile çalışan bir klima cihazı olduğunu şematik olarak verilen çizimden anlıyoruz.
- Olay: Bu restoranda yemek yiyen 3 aileden 10 kişi bu salgından etkilendi. Bu 10 kişi üzerinde detaylı araştırma yapılarak, bu makaleye konu edildi.
- 3 aileden 1’i salgının ilk başladığı yer olarak kabul edilen Wuhan şehrinden gelmişti.
- Şematik çizim üzerinden takip edersek; A masasındaki aile 23 Ocak 2020’de Wuhan’dan Guangzhou’ya ulaştı.
- 24 Ocak’ta A1 hastası, ailesi ile birlikte öğle yemeğini bu restoranda yedi.
- Diğer 2 aile; B ve C, aynı restoranda, yan masalarda oturdu.
- Masalar arası mesafe 1 metreydi.
- A ve B aileleri bir arada 53 dakika, A ve C aileleri bir arada 73 dakika oturdular.
- Klima cihazının üfleme ve emişi C masasının üzerinde yer alıyordu.
- O günün ilerleyen saatlerinde, hasta A1 kişisi, ateş ve öksürük başlangıcı ile hastaneye gitti.
- 5 Şubat itibariyle, 9 diğer kişi (4 kişi A ailesinden, 3 kişi B ailesinden ve 2 kişi C ailesinden) Covid-19 hastalığına yakalandı.
- Bu 9 kişinin enfekte olabilmesi için bilinen tek kaynak restorandaki A1 kişisiydi.
- Araştırmacılar, B ailesi ile C ailesinden en az 1 kişiye virüsün transfer edildiğini ve diğer bulaşmanın aile içinde gerçekleştiğini belirlediler.
- 24 Ocak’ta, restoranda, 91 kişi (83 müşteri, 8 personel) bulundu. Bu 83 müşteri, 3.kattaki, 15 masadan oluşan restoranda öğle yemeği yedi. 83 müşteriden, 10 kişi, Covid-19 hastalığına yakalandı. 73 kişi yakın temaslı olduğu belirlenerek 14 gün boyunca karantinada tutuldu. Bu süre boyunca diğer kontakta bulunanlar içerisinde herhangi bir semptom görülmedi, testleri negatif çıktı.
- Klima cihazının hava giriş ve çıkış ağızları üzerinden de (3+3) 6 örnek alındı. Bu örneklerde de virüs sonucu negatif çıktı.
- Potansiyel bulaşma yollarının incelenmesi sonucunda, bu salgının en olası nedeninin damlacık bulaşması olduğu sonucuna varıldı.
- O anda asemptomatik olan (hastalık belirtisi göstermeyen) A1 kişisinin bulaşmaya neden olduğu tespit edildi.
- B ailesi için, kuluçka süreleri gözönüne alındığında, en olası senaryo; B ailesinin 3 üyesinin doğrudan hasta A1 tarafından enfekte edildiği oldu. Bununla birlikte, B2 ve B3 hastalarının, B ailesinin ilk hasta üyesi olan B1 tarafından enfekte olma olasılığının da mümkün olduğu düşünüldü.
- C ailesi için olası bir senaryo, hem C1 hem de C2’nin A1 hastası tarafından enfekte olmasıdır. Diğer bir senaryo ise C1 hastasının, 27 Ocak’tan başlayarak, C2 hastasına bakarken enfeksiyonu almasıdır.
Bütün verileri değerlendiren araştırmacılar şu sonuçlara vardılar;
- Bu salgındaki virüs iletimi sadece damlacık iletimi ile açıklanamaz. Büyük damlacıklar (>5 mikron) havada sadece kısa bir süre kalır ve genellikle 1 metreden daha kısa mesafelere gidebilir.
- A1 hastası ve diğer masalardaki kişiler arası mesafe, özellikle C masasındakilerle olan mesafe 1 metreden fazlaydı.
- Bununla beraber, klima cihazının yüksek hızla yayılan havası, damlacıkları, C masasından A’ya, oradan B masasına ve tekrar C masasına yaymış olabilir.
- Virüs yüklü küçük (<5 mikron) aerosolize damlacıklar havada kalabilir ve 1 metreden uzun mesafeler katedebilir.
- SARS ve MERS virüsleri için potansiyel havayolu (aerosol) geçişi bildirilmiştir.
- Bunların yanında, restorandaki diğer müşteriler ve personel enfekte değildi.
- Ayrıca klima cihazından alınan örneklerin tümü negatifti.
- Bu bulgular aerosol iletimi açısından tutarsızlık olarak görülse de aynı zamanda, aerosollerin hava akışını takip etme eğiliminde olduğunu göstermektedir.
- Mahal içinde daha uzak mesafelerde, daha düşük aerosol konsantrasyonları; diğer klima cihazının etki alanında olan masalardaki insanları enfekte etmede yetersiz kalmış olabilir.
Araştırmayı yapan uzmanlar çalışmalarının zayıf noktalarını da şu şekilde belirtmiş;
- Bu çalışmanın elbette bazı sınırlılıkları sözkonusu,
- Havadaki iletim yolunu simüle eden deneysel bir çalışma yapılamamıştır,
- Enfeksiyon riskini tahmin etmek için negatif aile üyelerinden ve diğer müşterilerden alınan örnekler üzerinden serolojik çalışmalar (antikor testi) yapılamamıştır.
Çalışmayı yapan uzmanlar; bu salgında, damlacık iletiminin klima cihazının oluşturduğu hava hareketi ile sağlandığı sonucuna vardılar. Enfeksiyon için anahtar faktör hava akışının yönü idi. Bu salgındaki risklerden birisi de B3 hastasının ateşsiz olması yani herhangi bir belirti göstermemesiydi. Bu da halk arasında potansiyel bir salgın kaynağı olmasına neden oldu.
Covid-19’un restoranlarda yayılmasını önlemek için uzmanların önerisi; sıcaklık izleme gözetiminin güçlendirilmesi, masalar arasındaki mesafenin artırılması ve havalandırmanın iyileştirilmesi olarak kayda geçti.
Benim yorumum;
Bu çalışma, somut bir örnek üzerinden geliştirildiği için değerli bir çalışmadır. Mahal içerisinde yer alan, iç havayı sirküle ettiği anlaşılan klima cihazının (VRV, split klima, fan-coil) bu virüsün yayılması açısından riskli olduğu tespit edilmiştir.
Ulaşılan sonuç, 1 kişinin üzerinde kullanımı olan mahallerde, split klima, fan-coil, hava perdesi, VRV gibi sadece iç hava ile çalışan cihazların kullanılmaması gerektiğini desteklemektedir.
Örnekteki restoranda masaların arasını ne kadar açarsanız açın kullanılan klima sistemi ile farklı bir sonuç beklenmemelidir.
Havalandırmanın iyileştirilmesi için, %100 taze hava kullanılan bir klima sisteminin kurulması gerekmektedir.
Artık, toplu halde bulunulacak tesislerde, herhangi bir salgın durumunda, %100 dış hava ile çalışabilecek şekle dönüştürülebilecek havalandırma sistemleri kurulması şartı getirilmelidir.
Üfleme ve emiş elemanlarının yarattığı hava akışının olumsuz etkilerini yaşamamak ve daha kaliteli ortam havası elde edebilmek için ‘deplasmanlı havalandırma’ sistemi kullanılması da bir diğer önerim olacaktır.
FİLİZ PEHLİVAN / Makina Mühendisi – ODTÜ FNP Mühendislik Kurucu Ortağı
kaynak link http://hvac360tr.com/bir-restoranda-klima-sistemi-ile-iliskilendirilen-covid-19-salgininin-analizi/